Milli Takım Kuntz döneminde eskimiş otomobil gibiydi.
Zaman zaman su kaynatıyor, bazen tekeri patlıyor, sık sık yolda kalıyordu.
Şimdi çok farklı.
Adeta yarış arabası.
Sanki pistte rallide.
Oysa motor aynı motor.
Şanzıman aynı.
Kaporta da öyle sayılır.
Peki ne değişti?
Pilot değişti.
Montella direksiyona bir geçti, pir geçti.
Tutabilene aşk olsun.
Oysa Galler karşısında özellikle ilk 45 dakikada öyle silik, öyle etkisizdik ki, adeta Kuntz dönemini yaşıyor gibiydik.
Pas yapamadık, topu tutamadık, hücuma yönelemedik.
İsabetli tek şut bile yoktu.
İlk yarıda dişe dokunur tek pozisyonumuz yok.
Özellikle sahasında agresif oynayan Galler gibi bir ekip karşısında bu kadar etkisiz olursan, golü yemen kaçınılmaz olur.
Öyle de oldu.
Daha 7. dakikada Willams sert bir şutla kalemizi avladı.
Ada ekibi özellikle kanatlardan uzun toplarla savunmamızın arkasına sarkmayı denedi, bunda da başarılı oldu.
İlk yarının tek golle bitmesi bizim şansımızdı.
Adamlar son vuruşlarda biraz becerikli olsa, şarampole yuvarlanmamız kaçınılmazdı.
Ama Montella gerçekten iyi pilot.
Yusuf Yazıcı, Zeki ve Kenan değişikleriyle takımımızı canlandırdı.
İkinci yarıda sahada ezilen değil, ezen taraftık.
Galler belki de sahasında hiç bu kadar zorlanmamıştı.
Özellikle üçüncü bölgede çok iyi basarak oyunda önce dengeyi kurduk, sonra üstünlüğü ele geçirdik.
Pozisyon da bulmaya başladık.
Samet’in bir kafa şutu az daha golü getiriyordu, olmadı.
Beklenen gol 70’de geldi.
Kenan’ın düşürülmesiyle kazandığımız penaltıyı Yusuf Yazıcı ters köşeye bıraktı: 1-1
Golden sonra da durmadık, aksine vites yükselttik.
Başka gol atamadık ama beraberlikle istediğimizi aldık.
Lider geldik, lider dönüyoruz.
Avrupa Şampiyonasına grup lideri olarak katılıyoruz.
Bu futbol tarihimizde bir ilk.
Tebrikler çocuklar.
Tebrikler Montella.
Kazasız, belasız yolunuz açık olsun.